Günümüzde dünya ekonomisi, çevresel tahribatın doğal bir sonucu olarak ortaya çıkan küresel ısınma ve iklim değişikliği riskine karşı sürdürülebilir bir ekonomiyi ve yaşamı yeniden oluşturma arayışı içindedir. Bu bağlamda gelecek kuşakların ihtiyaçlarını karşılayabilmek odağından uzaklaşmadan günümüz kuşaklarının ihtiyaçlarını karşılayabilme kavramı olarak “sürdürülebilir kalkınma”, 20. yüzyıl sonlarına doğru dünya gündemine girmiş ve 1990’lı yıllarda imzalanan uluslararası antlaşmalarla küresel bir uygulama planı haline gelmiştir. Geleceği de sahiplenen bu kalkınma modeli herkesin temel ihtiyaçları ile daha iyi bir hayata ilişkin beklentilerinin karşılanmasını sağlarken gelecek nesillere de bu imkânların sağlanmasına yönelik ortak bir hedeftir. Bu nedenle sürdürülebilir kalkınma, doğal kaynakların daha etkin kullanımı ve gelecekte daha güvenli bir yaşamı kurmak için çok önemli bir adımı ifade etmektedir.
Son dönemde yaşanan ekonomik krizler, iklim değişikliği gibi önemli çevresel ve ekonomik problemler, sürdürülebilir kalkınma çerçevesi altında yeşil büyüme, yeşil ekonomi, düşük karbonlu ekonomi, sürdürülebilir üretim ve tüketim gibi kavramları ortaya çıkarmıştır. Uluslararası örgütler “Yeşil Büyüme” kavramı çevresel iyileştirmelere katkı sağlayan mal ve hizmetlerin yatırım ve tüketimini önceliklendiren bir anlayış olarak tanımlamaktadır. Yeşil Büyüme ve onun iktisadi çerçevesini oluşturan Yeşil Yeni Düzen, dünya genelinde bütün ekonomik faaliyetlerin çevresel amaçlarla yeniden tasarlanması gerektiğini savunur.
#economics #ınternational #eco #ecoentreneurship