Avrupa Yeşil Mutabakatı içerisinde yer alan Sınırda Karbon Düzenlemesi, AB ile ihracat yapan her sektörü yakından ilgilendirmektedir. Fakat, çimento ve yapı, tekstil, tarım ve gıda, sanayi, perakende ve enerji sektörü gibi karbon emisyonu yüksek olan sektörlerin çok daha fazla etkilenmesi öngörülmektedir.

Bu 6 sektör, TÜSAİD 2020 raporuna göre en çok karbon emisyonuna (kapsam 1-2) sebebiyet veren sektörler olmakla beraber, AB ile en çok ithalat faaliyetlerinin bulunduğu sektörlerdir.

1. Çimento ve Yapı Sektörü
Çimento ve yapı sektörü, en yüksek karbon emisyonuna sahip sektör olarak en yüksek mali yükümlülükle karşılaşabilecek sektörlerdendir. Sınırda Karbon Düzenlemesi kapsamında ilk olarak çimentonun ana hammaddesi olan klinker ve kireçtaşı gibi maddelerin, akabinde kağıt ve organik kimyasallar gibi ürünlerin vergilendirilmesi bekleniyor.

2. Perakende Sektörü
Perakende sektörü, üretim, lojistik, dağıtım ve ulaşımdan doğan CO2 emisyonları ile mal ve hizmet ihracatı kaynaklı sera gazı emisyonları baz alındığında çimento sektörünün hemen ardından gelir.

Bu sebeple özellikle gıda sektörünü sürdürülebilir, gıda kaynağı ve besin değerine dair çevresel ayak izi ile ölçülebilir kılmak (Ecolabel, vb.) ve tarladan sofraya stratejisi kapsamında erişilebilir sağlıklı gıda sağlayabilmek hedeflenmektedir.

3. Tekstil Sektörü
Tekstil sektörü Türkiye’nin AB ile en çok ihracat ilişkisi kurduğu sektörlerden biridir. Fakat, üretim aşamasında elektriğin yoğun kullanımına bağlı olarak yüksek karbon emisyonlarına sebep olması nedeniyle, Sınırda Karbon Düzenlemesi ile en çok maliyetle karşı karşıya kalacak sektörlerden de biridir.

4. Tarım ve Gıda Sektörleri
Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın Tarladan Sofraya stratejisi doğrudan tarım ve gıda sektörleri ile ilişkilidir. Bu kapsamda 2030 yılına kadar pestisit kullanımlarını %50, gübre kullanımını ise %20 azaltmak hedeflenirken organik tarıma ağırlık verilmesi beklenmektedir.

6. Enerji Sektörü
Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın öncelik verdiği sektörlerden bir diğeri de enerji sektörüdür. Belirlediği 7 strateji arasında en çok öneme sahip alanlardan biri olan sektör, Türkiye’nin sera gazı emisyonunun %72,8’inden sorumlu olması nedeniyle reformların sıkça yaşanacağı sektörlerinden de başında gelmektedir.

Bu kapsamda AB’nin oluşturduğu Enerji Verimliliği Direktifi ise, elektrik, gaz, bina, ulaşım ve endüstri gibi çeşitli enerji kaynaklarının entegre edilmesi, fosil yakıt kullanımlarının yenilenebilir enerjiye yerini bırakması ve temiz enerji kullanımını teşvik etmesi gibi, Türkiye enerji sektörünün sürdürülebilirliğe giden yolunda faydalanabileceği bir kaynaktır.#eu #eucomission #greendeal #eco #ecoentreurship